Anayasanın 136. maddesine göre “laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek, özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirmesi” gereken Diyanet İşleri Başkanlığı, 4 ayda yaptığı 3.8 milyar liralık harcama ile 7 bakanlığı geride bıraktı.
Diyanet İşleri Başkanlığı eğer gerçekten hizmet ettiği tek din olan İslam’ın “kul hakkı yememe” kuralını önemsiyorsa, camilerin kapalı olduğu ve toplu iftarların yapılmadığı bir karantina sürecinde ve öncesinde, halkın vergileri ve devletin bütçesiyle finanse edilen kurum ve personel harcamalarını şeffaf bir şekilde açıklamalıdır. Anayasadaki görevlerini ve laiklik ilkesini açıkça ihlal ederek yalnızca Hanefi Sünni mezhebine hizmet eden Diyanet, “helal” kazancı İslam öğretisinin kurallarından biri sayıyorsa, farklı inanç gruplarından ve inançsızlardan alınan vergilerin bir gasp olduğunu; bu gruplara karşı yürüttüğü “mini cihattan” sağlanan sermayenin de aslında bir “ganimet” olduğunu kabul etmelidir.