Aydın İmam Hatip Lisesinde, Ortaöğretim Yönetmeliğine aykırı olarak sarık ve şalvarla derse katılan 3 öğrenci, kendilerini uyaran öğretmenlerine saldırdı. Kadın öğretmenlerinden birinin üzerine yürüyen bir öğrenci, “Sen benim sarığımı çıkartamazsın. Kadın başına konuşma, zaten saçını başını açıp gelmişin, kadın-madın demem döverim” diyerek, nefret içerikli eylemini aldığı eğitim çerçevesinde (şeyhinin öğretileriyle paralel) gerekçelendirdi. Öğretmenlerini korumak için araya giren diğer öğrencilere ise, “Eğer Müslümansanız karışmayın. Siz bunları bilmezsiniz, bunların dedeleri bizim dedelerimizi astı!” diye bağıran saldırgan öğenci, “dindar ve kindar nesil” projesinin gençleri nasıl programladığını gözler önüne serdi.
Bu vahim olay, dindar nesil projesi uğruna merdiven altından alınıp ülkenin en muteber kurumları haline getirilmeye çalışılan İmam Hatip liselerinin adeta kadın düşmanı, çocuk düşmanı, özgür düşünce düşmanı vb insanlar yetiştirdiğini gösteren örneklerden yalnızca biri. Söz konusu “eğitim” kurumlarının, halkı kin ve düşmanlığa sürükleyen zehirli fikirlerin yatağı olduğu apaçık ortadadır. Rasyonel düşünceyi ilkel çağlardan kalma nefret dolu fikirlerle absorbe eden, bireye daha çocuk yaşta düşünmemeyi ve sorgulamamayı salık veren, körpe beyinlere yalnızca ayrımcılık ve düşmanlık tohumları eken sürdürülemez bir sistemi sürdürebilmek amacıyla kullanılan bu kurum ve kuruluşlara daha ne kadar göz yumulabilir ? Bağımlı kimliklerin üretilmesine, üretilen bu yeni kimliklerin biat kültürüyle bilinçsizleştirilmesine ve bilinçsizleştirilenleri kolayca yönetmek için yaşamlarımızın birer distopyaya çevrilmesine daha ne kadar izin verilecektir?