Suudi Arabistan’da halkın ezan sesinin yüksekliğine olan tepkisi ve şikâyeti üzerine cami hoparlörlerine kısıtlama getirildi. Suudi İslami İşler Bakanlığının geçtiğimiz hafta aldığı bu karar doğrultusunda, ezan çağrısında fazladan dış hoparlörler kullanılmayacak, azami ses seviyesinin en fazla üçte biri yüksekliğinde ezan okunabilecek, ezan sonrası okunan dualar/vaazlar cami hoparlörlerinden verilmeyecek ve ezandan sonra da hoparlörler kapatılacak.

Tahmin edilebileceği üzere bu karar, bazı muhafazakâr çevrelerden gelen eleştirilerin hedefi oldu. Sosyal medyada bu kararı eleştirerek “restoran ve kafelerdeki yüksek sesli müziğin de kısılması gerektiğini” söyleyenlere sert tepki gösteren İslami İşler Bakanı Dr. Abdüllatif El Şeyh,  ezan sesinin yaşlıların ve çocukların uykusunu böldüğü gerekçesiyle başvuran ailelerin şikâyeti üzerine söz konusu kararın alındığını ifade etti ve ekledi: “Namaz kılmak isteyenlerin imamın sesini beklemesine gerek yoktur. Önceden camiye gitmiş olmaları gerekir.” Ayrıca Bakan El Şeyh, bu karara karşı çıkanları, “Suudi krallığının düşmanı” olmak ve “ülkeyi karıştırmaya çalışmak” ile itham etti.

Görüldüğü üzere Suudi Arabistan, Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın önderliğinde sosyal hayata ilişkin modern reformlar yapmaya ve dinin kamusal alandaki rolünü biraz da olsa azaltmaya yönelik adımlar atmaya devam ediyor. Daha önce bu çerçevede kadınların kara çarşaf giyme zorunluluğu kaldırılmış, ehliyet almalarına ve araçla trafiğe çıkmalarına izin verilmiş ve ülkede ilk kez sinema salonu açılmıştı. Ayrıca 2018 yılında bir canlı yayına çıkan Suudi gazeteci Muhammed el Suheymi, ülkede ezan seslerinin kısılması ve cami sayısının azaltılması talebinde bulunmuştu. Suudi Arabistan bu modernleşme süreci kapsamında, Hong Kong merkezli Hanson Robotics şirketi tarafından geliştirilen Sophia isimli robota vatandaşlık vererek, dünyada bir robota vatandaşlık hakkı veren ilk ülke olma sıfatını kazanmış; ayrıca 500 milyar dolar değerinde ve İstanbul’un 5 katı büyüklüğünde olan Neom Teknoloji Şehrini inşa edeceğini duyurmuştu.

Suudi Arabistan şeriatla yönetilmesine rağmen ezan sesini kısarken; 2020 verilerine göre 90 bine yakın camisiyle, cami sayısı bakımından dünyada 5-7. sırada olan laik Türkiye Cumhuriyetimizde, ezanın sesi tüm yasal sınırlamalara rağmen gitgide yükseltiliyor. Diyanet İşleri Başkanlığının 2019 yılında yayımladığı Cami Hizmetlerinde Verimliliğin Artırılması Genelgesinde, kullanılan cihazların ses düzeyinin 70-85 desibel olması kararlaştırılmıştı. Dünya Sağlık Örgütü ve Avrupa Birliği de, 104 desibellik ses seviyesini “tehlikeli seviye” olarak tanımlamıştır. Ancak çoğu zaman bu kurallara uyulmadığını biliyoruz. 2012 yılında Milliyet gazetesinin yaptığı habere göre, Atatürk Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanı ve Türkiye Psikiyatri Derneği Erzurum Şube Başkanı Prof. Dr. Nazan Aydın, Erzurum’daki camilerin çoğunda ezan yayınındaki ses seviyesinin yasal ve tıbbi limitin üzerinde olduğunu tespit etmişti. Cami hoparlöründen 104 desibel şiddetinde ses yayıldığını belirten Aydın, Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuş, fakat Savcılık kovuşturmaya yer olmadığına karar vermişti. Bu olayın, ezan sesinin şimdiki seviyesinden çok daha düşük olduğu 10 yıl öncesinde yaşandığını da hatırlamakta fayda var. 

Dolayısıyla her zaman olduğu gibi bir kez daha laiklik ilkesinin önemine vurgu yapıyor ve darısı başımıza diyoruz…Şeriatla yönetilen ülkelere bile özenecek durumlara gelmemek umuduyla, sözü Nietzsche’ye bırakıyoruz: “Dindarlığınızı Tanrı’ya gösterin, bana insanlığınız lazım.”


* Yüksek ezan sesi şikayetinin nasıl yapılacağı konusunda bilgi almak için lütfen tıklayın.