Kuzey Amerika Eski Müslümanları (EXMNA), Dinden Özgürlük Vakfı (Freedom from Religion Foundation), Soruşturma Vakfı (Center for Inquiry), Amerikan Hümanist Derneği (American Humanist Association) ve Amerikan Ateistler Örgütü (Amerikan Atheists), Beyaz Saray İnanç-Temelli ve Komşu Ortaklıklar Ofisi ile bir araya geldi. Amerika için Seküler Koalisyon grubunun organize ettiği bu tarihî buluşma, 14 Mayıs’ta gerçekleşti. Din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması hususundaki müşterek seküler önceliklerin altını çizen EXMNA, ateistlerin ve ABD’de mülteci statüsünde bulunan inançsız kesimin temsil yetersizliği konusunda Biden yönetimine birtakım bilgilendirmelerde bulundu.
Pew Araştırma Merkezinin sunduğu verilere göre, ABD’nin kabul ettiği mültecilerin yalnızca %1’i kendisini inançsız olarak tanımlıyor. Ayrıca son yayımlanan Birleşik Devletler Uluslararası Dinî Özgürlükler Komisyonu raporu, ateistlerin dünyada en çok zulme uğrayan üçüncü düşünsel azınlık grubu olduğuna işaret ediyor. Son verilere göre, her dört Amerikalı Müslümandan biri dinî inancını terk ediyor. İnançsızlık, Müslümanların çoğunlukta olduğu, dinini eleştiren ve terk edenlerin tutuklandığı, hatta idam cezasına mahkûm edildiği ülkelerde de benzer bir artış gösteriyor.
EXMNA Başkanı Muhammad Syed, Biden yönetimini dine hakaret etmenin ve dinden çıkmanın suç kabul edildiği yasalara karşı güçlü bir duruş sergilemeye ve Kongre’den geçen yasa tasarılarının öngördüğü şekilde gerekli adımları uluslararası kamuoyunda da atmaya davet etti. ABD’deki ateistlerin ve Müslümanların karşılaştığı ayrımcılığa vurgu yapılan görüşmede, İslam’ı terk eden insanların her iki taraftan da önyargılı ve bağnaz tepkilere maruz kaldığı belirtildi. Ayrıca, EXMNA’nın sadece ateistlerin değil, inançlı insanların da din ve vicdan hürriyetini desteklediği bildirildi.
EXMNA Halkla İlişkiler Sorumlusu Sarah Levin, konuya ilişkin olarak şunları söyledi: “Müslümanlar dahil insanların insanlıktan çıkarılmasına karşıyız. Düşüncelere ilişkin herhangi bir eleştirinin, saldırgan da olsa susturulmasına kesinlikle karşıyız. Buna dinî eleştiriler de dahil! Dinî eleştiriyi nefret söylemine dahil ederek yeniden tanımlama çabaları, dine hakaret yasalarının yeni sınırıdır.”
Bu görüşmenin, EXMNA ile Beyaz Saray arasında gerçekleşen ilk toplantı olduğunu kaydeden Levin, yapılmasını umdukları gelecek görüşmelerin hem Amerikalı hem de Amerikalı olmayan eski-Müslümanların yararına olacağını ve haklarının gelişmesine katkıda bulunacağını belirtti.
Seküler topluluklar ve devlet yetkilileri arasındaki bu tip görüşmelerin, laiklik ilkesini hatırlatmanın bile neredeyse dine hakaret sayılma noktasına geldiği ülkemizde de gerçekleşmesini umuyoruz. Unutmamak gerekir ki laiklik sadece seküler ve dinsiz kesimin temel hak ve özgürlüklerini değil, dindarların da din ve vicdan hürriyetini hukuken teminat altına alır, dincilere karşı dindarları da anayasal olarak korur. İster dindar ister dinsiz olalım, laiklik hepimize lazım; daha uygar bir toplum için “Yurtta sekülerizm, cihanda sekülerizm!”