18 Eylül’de Saraçhane’de yapılacak bir mitingi haberleştiren Yeni Şafak, toplantı/gösteri/yürüyüş hakkını aniden(!) hatırlamış gözüküyor. Habere göre; Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu adındaki gerici oluşum, 150 sivil toplum kuruluşuna önderlik edeceği gerici bir miting düzenlemeye hazırladığını duyurdu. Gerici oluşumun başkanı Kürşat Mican yaptığı basın açıklamasında “Bu sapkın örgütün tüm propaganda faaliyetlerinin ivedilikle durdurulması, tüm aktivitelerinin yasaklanması, derneklerinin kapatılması, kutsal aile yapımızın, çocuklarımızın ve gençlerimizin üzerinden kirli ellerini çekmeleri için ‘Aileni ve neslini koru: sapkınlığa dur de’ mitingi düzenliyoruz.” ifadelerini kullandı.
LGBTİ+ yurttaşların gittikçe artan görünürlüğüne ve yaşanan pozitif toplumsal dönüşüme karşı durmayı hiçbir bilimsel ve mâkul gerekçeyle ortaya koyamayan, yalnızca yüzlerce yıl öncesinde kurulan / başlayan inanışların kurallarına dayandırmaya çalışan çoğulculuk karşıtı yasakçı zihniyetli gerici dernek ve vakıflar, güçlerini birleştirmiş görünüyor. Kutsanan aile kavramını tartışmaya açan, tabuları bir bir alaşağı etmiş kuir ve feminist kuramlar karşısında anca bilgisizliklerinden kaynaklı korku nedeniyle harekete geçen bu sivil toplum kuruluşlarına hatırlatmakta fayda var ki benzer gerici tepkiler, şu anda LGBTİ+ bireylerin yasal kazanımlarının güvence altına alındığı ülkelerde de verildi. Lakin değişen bir şey olmadı. 1990’ların ABD’sine bir göz atmaları işe yarayabilir belki. Yine hatırlatmakta fayda var ki sivil toplum kuruluşlarının amacı, kamusal alanı tümüyle işgal edip bir başka gruba alan bırakmamak ve karar alıcıları, çoğulcu kamusal alanı tüm diğer gruplara kapalı olacak biçimde dönüştürmeye zorlamak değildir. Bu tür çabalar, çoğulculuğu bertaraf etmek ve dolayısıyla demokrasiyi dinamitlemekle sonuçlanmaya mahkûmdur.
Görünen o ki bu sivil toplum kuruluşu görünümündeki gerici oluşumlar; bilimi, kendi inançları ekseninde ilerlemeye zorlamak istiyor ve bunu başaramadığı için duyduğu kızgınlığı bilim insanlarına, psikiyatristlere, gerçek STK’ler, akademisyenler ve sanatçılara yöneltiyor. Kuşku yok ki zayıf halka olarak gördükleri LGBTİ+ bireyler, bu kızgınlık ve hayal kırıklığının en somut hedefi hâline getirilmeye çalışılmaktadır. Söylemekten bıkmayacağız: Yalnız ya da yanlış değiliz. Alışın, burada ve her yerdeyiz, hiçbir yere gitmiyoruz!