T24’ün haberine göre, “İslam birliğinin oluşması çağın zaruretidir.” diyen Adnan Tanrıverdi, “İslam ülkelerinin bir irade altında toplanması gerekiyor. Bunun için de İslam ülkelerinin kabinelerinde İslam Birliği Bakanlığı ihdas edilmeli. Acilen daimi faaliyet gösteren İslam Ülkeleri Temsilciler Meclisi kurulmalı. Bunu takiben de İslam ülkeleri konfederal bir yapıya kavuşturulmalı. Etnik ve coğrafi bakımdan yakın İslam ülkelerinin ortak iradelerinin temsil edildiği Bölgesel İslam Ülkeleri Meclisleri oluşturulmalı.” ifadelerini kullandı.
Görüldüğü üzere SADAT’ın kurucusu Tanrıverdi Cumhuriyet ve Atatürk Devrimleri’nin yurttaş kıldığı insanları ümmet yapmanın hedefinde olduğunu açıkça ortaya koymakta beis görmüyor ki merkezi İstanbul’da olan bir teşkilat kurmak istiyor. Ulus devletlerin uluslararası siyasetin hâlâ en kuvvetli aktörleri olduğu günümüzde bu gerçekliği görmezden gelerek çatışan çıkarları din gibi soyut bir kavramla bağdaştırmayı planlamak çok naif bir tavır. Nüfusunun büyük kısmı kendini Müslüman olarak tanımlayan ülkelerin birbirine ters düşen pek çok çıkarı gerek yeraltı kaynakları, gerek su, gerek etnik ve mezhepsel ayrılıklar yönüyle çatırşmaktadır. Türkiye’nin bu durumda bu coğrafyada daha fazla hayalperest ve ideolojik tutum takınmaktansa barışçıl ve kurulacak ticari ilişkiler yoluyla ekonomik refahı artırıcı siyasalar benimsemesi aklı başında herkesin kabul ettiği bir tavır olacaktır.
Halkı yoksulluğa, sefalete terk edecek akıldışı dış politika önerileriyle gelen bu kurumu ve onun iddialarını kınıyoruz. 21. yüzyılın ilk çeyreği biterken dinin dış politikamızın çekirdeğini oluşturmasını isteyenlerin günümüz dünyasının gerçeklerine gözlerini sıkıca yummak istediklerini ifşa ediyor, Laik Cumhuriyet’in inançsızlık biçimleri ve inançlar karşısında tarafsız olması beklenirken, sunduğu hizmetleri bu şiarla yapması beklenirken uluslarası İslami örgütlerin içinde olmasının laik Cumhuriyet’lebağdaşmayacağını hatırlatıyoruz.