Hüseyin Çevik’in sosyal medya paylaşımını ele alan Aykırı’nın haberine göre şahsın eleştiri oklarının hedefinde olan ifadeleri şu şekilde: “Kadının ne işi var pazarda? Çarşı pazar işleri kesinlikle hanıma bırakılmayacak. Erkek halledecek. Gerici, yobaz, mağara adamı desinler. Hiç önemli değil. Korkmayın! Pazara sen çık kardeşim. Ne işi var ya kadının pazarda? Kimin kime ne yaptığı belli değil. Çarşılar ve pazarlar şeytanın yeridir. Kimin eli kimin cebinde belli değil. Sen karını yolluyorsun pazara erkeklerle yan yana dip dibe…”
Türkiye’deki tarikat liderleri ve sözcüleri; ülke gündemindeki yolsuzluk, yoksulluk, ihtiyaç duyulan dayanışma gibi konulara değinmekte yetersiz kalırken ahlâk konusundaki fikirlerini genellikle kadınlar üzerinden gerçekleştiriyor. Bu tarikatlar kadınların; önce saçlarını örtmelerini, ardından kamusal ve özel alan ayrımına işaret ederek geleneksel bir biçimde evde daha fazla zaman geçirmelerini talep edebiliyorlar. Bu tutuma sahip grupların, kadının varoluş amacının erkekleri mutlu etmek ve sadece bir erkek için yaşamak olduğunu düşündüğü aşikâr.
Tepkilerle karşılaştıklarında “Biz kendi kitlemize hitap ediyoruz.” şeklinde savunmaya geçseler de kendilerinden olmayan kadınlara da müdahale etmeye çalıştıklarını biliyoruz. Sokakta özgürce giyinen kadınlar karşısında namus bekçiliği(!) yaptıklarına defaatle tanık olduk. Bu grupların siyasi ve sosyal alana sirayet etme çabaları herkese endişe veriyor.
Pazar yerlerini dahi bu denli korkunç biçimde değerlendiren zihniyetin, toplumsal yaşamı kadın-erkek ayrımıyla İslami usullere göre yeniden şekillendirme arzusunun yarattığı tehlikenin farkındayız. Bugün ve gelecekte, seküler yaşam tarzını savunmaya devam edeceğiz!