Ağrı’da Recep Tayyip Erdoğan Camiinin açılışına katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, açıkça nefret söylemi içeren konuşmasında kamuoyuna şu soruları yöneltti: “Ahirete inancı olmayan insandan her türlü kötülük beklenir. Onu engelleyecek ne var ki başka. Bu dünyada yaptığı bir şeyin hesabını ahirette vereceğine inanmayan birisi dünyada hangi kötülüğü yapmaz ki?” Bu sözleri söyledikten sonra söz konusu camide ibadetini gerçekleştirdi; dünya barışı ve yoksulluğun sona ermesi için dua etti; ardından, aşağıladığı ve nefret ettiği insanların (inançsızların, yani bizlerin) vergilerini ve yoksulluktan intihar eden insanların hakkını barındıran yaklaşık 1 milyon Türk Lirası tutarındaki makam aracına bindi ve gözden kayboldu. Sanki hiç var olmamış gibi…
Aslında Ali Erbaş‘ın bu açıklamaları, sorudan çok yargı içeren bir cümleydi. Yargı demişken, TCK madde 216’ya göre suç teşkil edebilecek bir söylemde bulunmuştu; ama ne yazık ki hepimizin bildiği gibi, söz konusu madde yalnızca Sünni İslam mezhebine ait inananları koruyan, geri kalan herkesi “yanlış” sayan ellerin kullanımında. Dolayısıyla bir kez daha bir devlet kurumunun, bu ülkenin vatandaşları olan bizlere açıkça hakaret ettiği ve hedef gösterdiği bir söylemle karşı karşıyayız.
Dini, maddi ve manevi bir sömürü aracı olarak kullanarak bu dünyada bir Cennet hayatı yaşarken, kendilerinden olmayanlara Cehennem hayatı yaşatanlar kimdir? Tarikat ellerinde çocuklara fiziksel ve cinsel saldırıda bulunanlar kimdir? Namazlarını kılıp, camilerde örgütlenip, tanrılarının adını anarak terör saldırıları yapanlar kimdir? Bu eylemlerin faili şüphesiz “inançsızlar” değildir.
Biz inançsızlar, ilahi dogmalardan korkmadan iyi ve doğru yaşayabiliyoruz. Onları asıl korkutan da bu olsa gerek. Herhangi bir ödül veya ceza beklentisi olmaksızın başaramayacakları bir erdeme ulaşamamanın yarattığı güçsüzlüktür belki de böylesine nefret kusmalarının sebebi. Ahlaklı olmak için dinlere ihtiyaç duymuyor olmamız en büyük suçumuz; “suçumuzla” gurur duyuyor, darısı başınıza diyoruz.
- Konuyla ilgili olarak Erbaş hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığımız suç duyurusuna ilişkin basın açıklamamız