Pakistan’ın Sadiqabad bölgesinde dine hakaret suçundan 4 sene hapis yatan Muhammad Waqas, beraatinin ardından bir polis memuru tarafından bıçaklanarak öldürüldü. Waqas, 2016’da İslam peygamberi Muhammed’e hakaret niteliği taşıdığı iddia edilen bazı içerikleri sosyal medya üzerinden paylaştığı gerekçesiyle suçlu bulunmuş; 2020’de de Lahor Yüksek Mahkemesine temyize giderek beraat etmişti.
Reuters’e konuşan polis sözcüsü, Waqas’ın beraat ettikten sonra güvenlik nedeniyle uzun süre gizlendiğini ve evine ancak birkaç hafta önce dönebildiğini söyledi. Yapılan sorguda Wakas’ı dine hakaret ettiği gerekçesiyle defalarca bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf eden 21 yaşındaki katil zanlısının, daha 1 ay önce polis memuru olduğu öğrenildi.
“Blasphemy” olarak bilinen dine hakaret yasaları, 21’i Müslüman olan 33 ülkede farklı şekillerde uygulanıyor. Nüfusunun büyük bir kısmı Müslüman olan Pakistan’da dine hakaret iddiasıyla yargılananlar, suçun hafifliğine göre para veya kısa süreli hapis cezası alırken; kutsal kitaba edilen hakaretler ömür boyu hapis cezasıyla, peygamberlere edilen hakaretler de ölüm cezasıyla sonuçlanıyor. Pakistan’da bu suçtan yargılananların güvenliği sağlanamadığından, bu kişiler ya yargılanmadan ya da hapisten çıkar çıkmaz öldürülüyor.
2020’de de Tahir Naseem isimli Pakistan asıllı bir ABD vatandaşı, dine hakaret iddiasıyla çıkacağı duruşma öncesinde öldürülmüş; üstelik olayın şüphelisi Faisal Khan, radikal grupların düzenlediği sokak gösterisi sırasında adeta kahraman ilan edilmiş, gösteriye eşlik eden polislerin Khan ile selfie çektirmesi tepki toplamıştı.
Bu tip dine dayalı nefret eylemleri, kamuoyunu etkileme gücü bulunan siyasetçilerin kullandığı ayrıştırıcı dilden ve nefret söylemlerinden besleniyor. Tüm dünyada yükselişe geçen popülist ve kutuplaştırıcı siyaset anlayışının yerini, sorgulamaya-anlamaya ve çözümlemeye odaklı bir anlayışın alması şart. Evrensel değerlere saygılı, eşitlikçi ve bağımsız bir hukuk sistemini temel alması gereken böyle bir siyaset anlayışının yolu da laiklikten geçiyor. Diğer bir deyişle nefret sorununu aşmanın kilit noktası, seküler ahlakı benimsemek.