Ama istedikleri olmadı.
Bilindiği gibi derneğimizin sosyal medya hesaplarından sık sık yazı ve görsel paylaşımları yapıyoruz; bunlar bazen dernek etkinlikleriyle ilgili bilgi içeren, bazen de din ve dinle ilişkili konulardaki fikirlerimizi düşünce özgürlüğü kapsamında ifade eden paylaşımlar. Ayrıca hakkında “dine hakaret” davası açılan dinsizlere de hukuki destek sağlamaya çalışıyoruz. İfade özgürlüğü kapsamında belirtilen görüşlerin hakaret olarak yargılanmaya çalışılması, ülkemizde son derece yaygın hale gelmiş bir hukuksuzluk; derneğimizin de mücadele ettiği meselelerden biri.
Düşünce ve ifade özgürlüğüne darbe vurmak için son dönemde sıkça suistimal edilen Türk Ceza Kanununun ilgili maddesi (TCK 216/3), “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılama” suçlarını kapsıyor.
Mart 2020’de Ateizm Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Selin Özkohen, Emniyet Müdürlüğünden gelen bir telefonla, “derneğin sosyal medya paylaşımları nedeniyle” ifade vermeye çağrıldı. İfade sırasında, söz konusu paylaşımların derneğin Twitter hesabında bulunan ve mizahi bir eleştiri dışında en ufak bir hakaret içermeyen paylaşımlar olduğu anlaşıldı. Örneğin bunlardan biri, pandemi döneminde paylaşılan ve “Bilim bir gün aşıyı bulacak ve herkes kendi tanrısına dua edecek.” cümlesini içeriyordu; biri de Nuh’un gemisini içeren (derneğe ait olmayan) bir karikatürdü. Lakin takipsizlikle sonuçlanmasını beklediğimiz suç duyurusu, savcılık tarafından dava konusu edildi ve eski Dernek Başkanımız Özkohen, yapılan şikayetin ardından şahsi olarak yargılandı.
1 Temmuz 2021’de 48. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen ve 15 dakika süren duruşmanın sonunda, ne ilginçtir ki iddia makamı, “Anayasal hak olan ifade özgürlüğü” ve “Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 7. maddesi gereğince” bu paylaşımların şahsi fikirler olduğunu, suç unsuru teşkil etmediğini ve sanığın beraatini talep ettiğini belirtti. Böylece hakimin, “sanığın, oluşmamış suçtan beraatine karar verildi” demesiyle derneğimiz ve Özkohen tek celsede beraat etti.
Türkiyeli dinsizler olarak, Siyasal İslam’ın hüküm sürdüğü bir coğrafyada dinle ilgili en basit eleştirinin bile hakaret olarak algılanmasına; üstelik ilgili TCK maddelerinin, vatandaşından hükümet yetkilisine kadar yok sayılarak hakarete uğramaya ve hedef gösterilmeye alışkınız.
Ateizm Derneği olarak bilinmesini isteriz ki, derneğimizi ve bu yolla inançsız bireyleri, TCK’nın “suç uydurma suçunu” işleyerek taciz edip korkutmayı amaçlayan bu ve benzeri şikayetler bizleri yıldırmayacaktır. Tehdit, şantaj ve karalamayla kendisi gibi düşünmeyen herkesi sindirmeye ve susturmaya çalışanlar, tarihte hiçbir zaman uzun erimli bir başarı elde edememiştir. Fikirlerin özgürce ifade edildiği, seküler dünya görüşünün her toprakta yetiştiği güzel günler yakındır; ama bunun için mücadeleyi elden bırakmamak ve korkuların esiri olmadan elbirliğiyle çalışmak her şeyden önemli. Bu bağlamda derneğimize desteğini esirgemeyen tüm aydınlanma savaşçılarını, umutlarını kaybetmemeye ve mücadelemize ortak olmaya davet ediyoruz.
Artık Yalnız Değiliz!