Güneş Sistemindeki çoğu gök cismi gibi Dünyamız da tarihin belli dönemlerinde göktaşı bombardımanına tutulmuş, yer kabuğunun şekli değişmiş ve bu çarpışmaların canlılar üzerinde de kalıcı etkileri olmuştur. Örneğin dinozorların 66 milyon yıl önce Meksika’ya düşen 6 mil çapındaki bir göktaşı yüzünden tükendikleri tahmin ediliyor. Ama bugün NASA’nın DART (Double Asteroid Redirection Test) misyonuyla gerçekleştireceği karşı atakla, bu kaçınılmaz yok oluşlardan belki de kurtulabiliriz!
23 Kasım’da California üssünden fırlatılan ve yaklaşık 1 yıl boyunca Güneş yörüngesinde seyahat edecek olan DART uzay aracı, Dünya için tehdit oluşturmayan Dimorphos adlı küçük bir göktaşına kasten çarpacak. Her şey yolunda giderse, bu çarpışmanın 26 Eylül 2022’de gerçekleşmesi bekleniyor. (Dimorphos, Didymos adındaki devasa bir göktaşının etrafındaki dönüşünü 11 saat 55 dakikada tamamlayan ve genişliği 525 adım olan zararsız ve küçük bir göktaşıdır.)
NASA’nın yaptığı açıklamaya göre bu misyonun amacı, göktaşını parçalara ayırmak değil mevcut yörüngesinden saptırmak. Bunun için geliştirilen DART’ın, saatte 24 bin km hızla göktaşına çarpması ve Dimorphos’un ana göktaşı etrafındaki yörüngesini değiştirmesi hedefleniyor. Çarpışma sonrasında uzay aracı tamamen parçalanacak ve bu etki sayesinde göktaşının yörüngesindeki sapma, bilim insanları tarafından Dünya’daki teleskoplarla ölçümlenebilecek. 330 milyon dolarlık bütçeye sahip olan bu görev, insanlık tarihinde bir ilk olacak ve gelecekte muhtemel göktaşı tehditlerine karşı önlem almamıza olanak tanıyacak.
NASA yöneticisi Bill Nelson, bu görevi insanlığın ortak misyonu olarak değerlendiriyor ve tüm insanlık için tehdit içeren bir unsura karşı yapıldığını belirtiyor. Uzay ajansından bir diğer isim olan Lindley Johnson ise, DART misyonunun şu an için NASA’nın öncelikli görevleri arasında yer almadığını, fakat o kıyamet günü geldiğinde şimdiye kadar yaptığı en önemli iş olacağını iddia ediyor.
Dünyayı tehdit eden yeterince büyük bir göktaşı keşfedilirse ve bu göktaşının Dünya ile çarpışacağı birkaç ay öncesinden anlaşılırsa, onu yok etmek için nükleer güç kullanılabilir. Yaratılan nükleer etki, göktaşının yüzeyini tamamen eritebilir ve onu zararsız hale getirebilir. Fakat Dimorphos gibi daha küçük cisimlerin bu yöntemle yok edilmesinin neredeyse imkansız olduğu belirtiliyor; ki DART misyonunun asıl önemi de burada yatıyor. Güneş yörüngesindeki bir gök cisminin insan eliyle yörüngeden çıkarılması, öngörülemeyen felaketlere de neden olabilir; örneğin onu, farkında olmadan, uzak-gelecekte Dünya ile bir çarpışma rotasına sokmak gibi. Oysa DART görevinin amacı, herhangi bir göktaşını yörüngesinden çıkarmak değil; mevcut yörüngesinde ufak bir sapma yaratarak onu tehlikesiz hale getirmek.
DART uzay aracına 1 yıllık yolculuğunda LICIACube adlı bir sonda da eşlik edecek. İtalyan Uzay Ajansı tarafından geliştirilen sonda, DART’ın göktaşıyla çarpışmasından 160 saniye önce ondan ayrılacak ve kendini yavaşlatacak. Böylece çarpışmanın tüm anlarının fotoğrafları çekilebilecek ve çok değerli bilgiler elde edilecek.
DART takım liderlerinden Andy Cheng’in belirttiğine göre bilim insanları için en kritik bilgi, DART’ın çarpışma esnasında göktaşı üzerine ne kadarlık momentum enerjisi transferi yapacağı ve bunun sonucunda gök cisminin kütlesine göre yörüngesinden ne kadar sapacağı. DART görevinin sunacağı tüm bu bilgiler, gelecekte benzer gök cisimleri için daha tutarlı hesaplamaların yapılmasını da mümkün kılacak.