Muhafazakâr/dindar tabanı arkasına alarak toplumu laikliğe düşman etme çabası; iktidarından sözde muhalefetine, tarikatlarından Diyanet’e bağlı devlet memurlarına kadar pek çok kişi ve kesimin ortaklaştığı nokta olmaya başladı.
Fetih 1453 Derneğine yakınlığıyla bilinen Erdal Sadi’nin sözleri şöyle: “Sen bu sistemde ne anlatabilirsin? Kime ne konuşabilirsin? Ne kadar hükmün var? Sistemin değişmesi lazım arkadaşlar. Laik sistem… Yerin dibine batsın laik sistem. Ben Müslüman’ım ya. Bir Müslüman laik olamaz. Vallahi olamaz. Ebu Cehil de laikti.”
Sözleri birçok kişi tarafından tepkiyle karşılandı. Tarihçi-yazar Sinan Meydan “Bu kişiler Mustafa Kemal’in idam fermanlarını, fetvalarını yayımlayanların torunlarıdır.” dedi.
Tabii bu sözler sadece tepki toplamadı. Yeni Akit gibi şeriatçı basın organlarında “Erdal Sadi’den sert eleştiri” şeklinde yorumlanarak neredeyse alkışlandı.
Laiklik karşıtı söylemleri “düşünce özgürlüğü” kapsamında saymaya çalışan bazı kesimler, aynı özgürlüğü din karşıtı söylemlerde bulunan kişiler için tesis etmiyor. Bırakalım laiklerin fikirlerini videolarla yayma çabasını, kişisel hak ve özgürlükler kapsamında taleplerini bile “hakaret” sayarak aydınlık savunucularını köşeye sıkıştırmaya çalışıyorlar.
Ateizm Derneği olarak hayatın her alanında seküler tavırdan yanayız. Sadece eğitim sistemi değil derdimiz. Basın özgürlüğü, ortak sosyal hayat, siyaset ve bilimsel çalışmalarda da aynı laik tavrı talep ediyoruz. Dini, toplumun gündeminden çıkarmadıkça da bu sorunları çözmeye başlayamayacağımızı düşünüyoruz.