AKP iktidarı döneminde eğitim politikaları, büyük ölçüde dini eğitime ağırlık vererek şekillendirildi. Öğrenci ve velilerin tercihlerini görmezden gelen bu politikalar sonucunda dini eğitim önemi her yıl katlanarak arttı. Milli Eğitim Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum Projesi (ÇEDES)” de eğitimin dinselleştirilmesi tartışmalarını alevlendirdi. Bu proje ile öğrencilerin dini vakıf ve derneklere, Diyanet’e teslim edilmesi öngörüldü.
Ancak öğrenciler, veliler, öğretmenler ve eğitim sendikaları ÇEDES Projesi’ne büyük tepki gösterdi. Birçok şehirde on binlerce vatandaş, projenin iptal edilmesi talebiyle eylemler düzenledi. Milli Eğitim Bakanlığı ise tepkilere sessiz kalarak proje uygulamasına Türkiye’nin tüm 81 ilinde devam etti.
Giresun, Kırklareli ve Kırıkkale’de yaşanan olaylar, proje kapsamında Diyanet İşleri Başkanlığı’na sağlanan yetkilerin sınırsız olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Giresun İl Müftülüğü, Sosyal Bilimler Lisesi öğrencilerine “Sosyal Medya Ahlakı” konulu bir seminer düzenledi. Seminerin konuşmacısı, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından davet edilen ve “Manevi Danışman” olarak görev yapan Berat Yazıcı oldu.
Kırklareli’de ise Mimar Sinan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencileri, ÇEDES Projesi kapsamında Edirne’ye bir geziye götürüldü. Gezide Kırklareli İl Müftü Yardımcısı Ramazan Özdemir ve Diyanet İl Gençlik Koordinatörü Talha Hacıahmetoğlu da öğrencilere eşlik etti. Gezide öğrenciler, Cuma namazına da katıldı.
Kırıkkale’de ise ortaokul öğrencileri, vaize emanet edildi. Yahşihan İlçe Müftülüğü Gençlik Koordinatörü Vaiz İsmail Koçak eşliğinde Merkez Nur Camii’ne götürülen öğrenciler, Kırıkkale İl Müftüsü Hasan Hayri Yaşar ile bir araya geldi.
Her kademedeki milyonlarca öğrenci dini vakıflar, dernekler ve Diyanet’in etkisi altına alındı. İstanbul Şirinevler’deki Şair Zihni Ortaokulu’nda düzenlenen “Bilim Şenliği ve Fetih” konulu program sırasında bir imamın kürsüye çıkarak Kuran okuması, velilerin tepkisine neden oldu. Bazı veliler, okul bahçesini terk etti.
Şair Zihni Ortaokulu Müdürü, Kuran okutulmasının “Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum” projesi çerçevesinde olduğunu belirtti ve tepkilerin abartılı olduğunu savundu.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın verdiği bilgilere göre, 2022-2023 eğitim öğretim yılında Türkiye genelindeki il ve ilçe müftülüklerinde 4-6 yaş grubu Kur’an kursları eğitimi sona erdi. Bu kurslarda, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı iş birliğiyle hazırlanan müfredat kapsamında Kur’an kursu öğreticileri görev yaptı. Geçen yıl 168 bin 439 öğrencinin eğitim aldığı bu kurslardan bu yıl 208 bin 920 kişi mezun oldu.
Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, 4-6 yaş grubu Kur’an kurslarının 2013’te başladığını ve talebin her geçen yıl arttığını ifade etti. Kovid-19 salgını nedeniyle kurslara iki yıl ara verildiğini belirten Akbulut, kurslarda yüzde 75 değerler eğitimi, yüzde 25 ise Kur’an-ı Kerim tanıma derslerinin verildiğini söyledi. Akbulut, kurslarda eğitim alan çocukların İslam dininin temel değerlerini ve Kur’an-ı Kerim’i öğrendiklerini belirtti. Yeni dönemde çocuklara yönelik bir eğitim kitabı hazırlanacağını ve okul öncesi eğitim formatında hizmet verileceğini dile getiren Akbulut, 4-6 yaş Kur’an kurslarının 1 milyondan fazla öğrenciyi mezun ettiğini vurguladı.