THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat’a LinkedIn’de bir kullanıcı, “Başörtüsü ve sakal özgürlüğü istiyoruz. Cumhurbaşkanımız da kamuda sakal serbestliği getirdi. Sizin de bu konuda talimat vermenizi bekliyoruz. THY’de tek söz sahibi sizken neden bu konu geciktiriliyor?” şeklinde bir soru sordu.

Bolat, kullanıcıya verdiği yanıtta şunları söyledi: “‘Tek söz sahibi’ diyerek İcra Komitesinde çalıştığım 4 arkadaşıma, Yönetim Kurulunda çalıştığım 8 arkadaşıma haksızlık ediyorsunuz. Başörtüsü konusunda 2005 yılında Beyoğlu’nda kızları üniversite sınavına girebilmek için peruk aramak zorunda kalan birine lütfen ayar vermeyin. Sakal, onun yanında daha tali bir meseledir. Önce kokpitte ve kabinde namaz görevini ifa etmek isteyenlerle ilgili kurallar getirilecektir. Hatırlattığınız için teşekkür ederim.”

Türk Hava Yolları’nda kokpitte namaz kılmak isteyen pilotlar için bir düzenleme yapılacağına dair haber, laiklik ve tarafsızlık ilkesine aykırı bir adım olarak karşımıza çıkıyor. Bir kamu kuruluşu olan THY’nin, dinin gerekliliklerini yerine getirme isteğine dair öncelikli bir düzenlemeye gitmesi, ülkemizdeki laiklik ilkesini zayıflatmaktadır. Kamu hizmeti sunan bir kurum olarak, tarafsızlık ve eşitlik ilkesiyle hareket etmesi gereken THY’nin, dinî uygulamaların yerine getirilmesini önceliklendirmesi, toplumda ayrımcılık ve dini bir ayrıcalık algısı yaratma potansiyelini taşımaktadır.

Laik bir devletin temel amacı, tüm vatandaşlarını eşit şekilde kucaklamak ve herkesin inanç ve düşüncelerini özgürce yaşayabilmesini sağlamaktır. Ancak, THY’nin bu düzenlemeyle öncelikli olarak belirli bir dini pratik için ayrıcalıklı bir ortam yaratması, diğer din veya inançlara mensup çalışanların eşitlik ilkesine aykırı bir şekilde muamele görmesi anlamına gelir. Kamu hizmetlerinde tarafsızlık ilkesinin gözetilmesi, toplumun her kesimine eşit mesafede durulması gereken bir ilkedir. Dinî uygulamaların önceliklendirilmesi, kamu kurumlarının tarafsızlığını ve laiklik ilkesini zedeler.

Ayrıca, bir kamu kurumu olan THY’nin, dini uygulamaları önceliklendirme adımının, ülkemizdeki çeşitli dini ve mezhebi gruplar arasında ayrışmalara ve toplumsal gerilimlere yol açabileceği endişesini taşımaktayız. Kamu hizmeti sunan bir kurum olarak, tüm vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını ve beklentilerini eşit bir şekilde karşılamak ve toplumsal birlik ve beraberliği sağlamak sorumluluğu bulunmaktadır. Bu nedenle, dinî uygulamaların öncelikli olarak ele alınması, toplumda ayrım yaratma ve bölünmeleri derinleştirme riski taşımaktadır.

Devletin görevi, din ve inanç özgürlüğünü güvence altına almak ve tüm vatandaşlarını eşitlik temelinde yönetmek olmalıdır. Kamu kurumları da bu ilkeyi benimseyerek tarafsızlık ve eşitlik ilkesini her alanda gözetmelidir. Dolayısıyla, THY gibi önemli bir kamu kuruluşunun, laiklik ilkesine uygun şekilde hareket etmesi ve tüm vatandaşlarını eşit şekilde kucaklaması gerekmektedir. Bu şekilde, toplumsal birlikteliği güçlendiren, ayrımcılığa ve dini ayrıcalıklara meydan vermeyen bir anlayışı benimsemek önemlidir.

Haberin Kaynağı İçin:
KAYNAK