İsveç’te gerçekleşen Kuran yakma olayları sonrasında, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi ülkeleri dini nefreti önlemek için daha fazla çaba sarf etmeye çağıran bir karar aldı. BM’nin en üst düzey insan hakları organında yapılan oylamada karar, 12’ye karşı 28 oyla kabul edildi; 7 ülke çekimser kaldı.

Pakistan ve Filistin’in öncülüğünde sunulan ve Afrika’daki birçok gelişmekte olan ülkenin yanı sıra Çin, Hindistan ve Ortadoğu ülkeleri tarafından desteklenen karar tasarısına, Batılı ülkeler dini sembolleri korumak adına daha sert adımlar atmanın ifade özgürlüğünü kısıtlayabileceği endişesiyle itiraz etti.

ABD ve Avrupa Birliği, insan hakları ve ifade özgürlüğü konularındaki görüşlerine aykırı olduğunu belirterek karara şiddetle karşı çıktı. Kuran’ın yakılmasını kınayan ABD ve AB, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) bu girişiminin insan haklarından ziyade dini sembolleri korumak amacıyla tasarlandığını savundu.

Son zamanlarda bazı Avrupa ülkelerinde düzenlenen Kuran yakma eylemlerine yanıt olarak gelen karar tasarısı, ülkeleri “ayrımcılık, düşmanlık veya şiddete teşvik eden dini nefret eylemlerini ve savunuculuğunu önlemek ve cezalandırmak” için adım atmaya çağırıyor.

Oylama sonrasında Pakistan Büyükelçisi Khalil Hashmi, bu önlemin “ifade özgürlüğü hakkını kısıtlamayı amaçlamadığını“, ancak bu hakkın “özel görev ve sorumluluklar” arasında “dikkatli bir denge” kurmaya çalıştığını vurguladı.

Hashmi, salonda muhalefetin Kuran veya başka bir kutsal kitaba yönelik açık bir saygısızlık kınama konusunda isteksiz olduğunu belirtti. Bu eylemi kınamak için siyasi, hukuki ve ahlaki cesaretten yoksun olduklarını ve konseyin en azından bunu beklediği ifade etti.

Ancak bir gün önce ABD’nin BM İnsan Hakları Konseyi Daimi Temsilcisi Michele Taylor, İsveç’te geçen ay meydana gelen ve bazı Müslüman toplumlarda protestolara yol açan olaya atıfta bulunarak ülkesinin “28 Haziran’da Kuran’a yapılan saygısızlık dahil bugünkü tartışmayı başlatan eylemleri şiddetle kınadığını” söyledi.

Taylor oylamanın ardından, konseyin “Müslüman karşıtı nefretin acımasız eylemlerini kınarken aynı zamanda ifade özgürlüğüne saygı gösterme konusunda” fikir birliğine varamamasından dolayı “gerçekten çok üzgün” olduğunu belirtti.

Taylor, ABD’nin karar tasarısıyla ilgili endişelerinin “ciddiye alınmadığını” söyleyerek, “İnanıyorum ki daha fazla zaman ve daha açık bir tartışma ile bu karar üzerinde birlikte ilerlemek için bir yol bulabilirdik” dedi.

Oylamanın sonucu, İslam İşbirliği Teşkilatı’nın dünya çapında insan haklarını korumak için hükümetlerden oluşan tek organı olan konseyde benzeri görülmemiş bir güce sahip olduğu bir dönemde, Batılı ülkeler için büyük bir yenilgi olarak değerlendirildi.

Cenevre merkezli Evrensel Haklar Grubu’nun direktörü Marc Limon, sonucun “Batı’nın İnsan Hakları Konseyi’nde tam bir geri çekilme içinde olduğunu” gösterdiğini ifade etti. Limon, “Batılı ülkeler giderek daha fazla destek kaybediyor ve tartışmayı kaybediyorlar” yorumunda bulundu.

Geçen ay Stockholm’deki bir caminin önünde Kuran yakması yapan bir Iraklı göçmenin İsveç’te yaşanan olay, İslam dünyasında öfke uyandırmış ve Müslüman devletlerden harekete geçmelerini talep etmişti.

Haberin Kaynağı İçin:
KAYNAK