Abdülbaki Erol’un ölümüyle yeniden gündeme gelen Menzil Cemaati’nin, 2011 yılında kurulan Ser Organizasyon şirketinin etkinlik düzenlemekle kalmayıp, kamu kurumlarının milyonlarca liralık organizasyon işlerini üstlendiği belirlendi.
Şirketin internet sitesinde “milli ve manevi değerleri şiar haline getirdiği” ifade edilerek açıklanan müşteri listesinde, önemli devlet kurumlarının yanı sıra AKP ve MHP’li belediyeler ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oğlu ve çeşitli yandaşların yer aldığı görülüyor. Bu durum, organizasyon şirketinin etkisi ve ilişkilerinin ne kadar geniş olduğu sorusunu akıllara getiriyor. Detaylara göre, şirketin sahibi Yakup Öztürk’ün adı, İstanbul Ticaret Odası kayıtlarında resmi olarak geçiyor ve merkezi İstanbul Sancaktepe’deki Semerkand İş Merkezi’nde bulunuyor.
Ayrıca, Menzil Cemaati’nin siyasi desteğini açıkça ortaya koyan bir diğer olay, AKP döneminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) kalıp sabun ve ramazan erzağı satışı oldu; ilgili ürünlerin satışının gerçekleştirmesi ilişkilerin ne kadar derin olduğunu gösteriyor.
Bununla da sınırlı kalmayan iddialar arasında, büyük deprem felaketinin ardından Kızılay’ın, Menzil Cemaati’ne ait Nakış Gıda isimli bir şirketten gıda malzemesi ve yardım kolisi satın aldığı öne sürüldü. Depremzedeler için yapılan bu alımın ihalesiz gerçekleştirilmesi ve Kızılay Başkanı Yardımcısı Fatma Meriç Yılmaz’ın bu işe aracılık ettiği iddiaları, işin içindeki karmaşık bağlara işaret ediyor.
Tüm bu iddialar, Menzil Cemaati ve onun Ser Organizasyon Şirketi adındaki ticari kuruluşuyla kamu kurumları arasındaki ilişkilerin derinliğini ve bunların bağlarını sorgulamamıza neden oluyor.
Serbest piyasa düzeninde, belirlenen şartları sağlayan ve en düşük fiyatı veren firmanın alması gereken ihalenin yapılmamış olması bir kenara kamu hizmetlerinin tarafsızlık ilkesiyle sunulmasını ihlâl edecek bir alışverişin söz konusudur zira kamu kurumlarının bir tarikatın ticari kuruluşundan hizmet ve/veya mal satın alması olması yanlıştır. Bu vahim gelişmelerin yurttaşların vicdanını yaraladığını ve hukuki açıdan sorun teşkil ettiğini düşünmekteyiz.