Özellikle “hac izni” uygulaması, devlet kurumlarında çalışan memurlara dini ibadetlerine ayrıcalık tanımasıyla, laikliğin kamu hizmetlerinde tarafsızlık ve eşitlik ilkesine aykırı bir durum yaratabilir. Bu uygulama, farklı inançlara sahip olan memurlar arasında ayrım yapılması riskini taşıyor. İşte bu gelişmenin laiklik bağlamında potansiyel olumsuz sonuçları:
- Din ve Devlet Ayrımının Zayıflaması: Memurlara yönelik hac izni gibi ayrıcalıkların sunulması, din ile devlet işlerinin daha da iç içe geçmesine neden olabilir.
- Din Temelli Tercihlerin Özendirilmesi: Hac izni gibi dini ritüellerin teşvik edilmesi devletin tarafsızlığına dair ilkeye kimi inançlara daha yakın görünmesi ve hatta onları teşvik etmesi açısından sakıncalıdır.
- Adalet Duygusunun Zedelenmesi: Hac izni ve benzeri uygulamaların artması bu izinlere başvurmayı gerekli görmeyen memurların diğerlerine kıyasla benzer sürelerde tatil yapma imkanı tanınmayacaksa daha fazla çalışması anlamına geleceğinden bu durum adalet duygusunu zedeleyecektir.
- Eşitlik İlkesinin Zarar Görmesi: Bu tür ayrıcalıkların belirli gruplara sunulması, diğer memurlar arasında eşitsizliğe ve haksızlığa yol açabilir.
Bu gelişmeler, laiklik ilkesinin korunması ve devletin din işlerinden uzak durmasının gerekliliğini yeniden düşünmemizi gerektiren önemli bir gelişme olarak karşımıza çıkmaktadır.