Milli Eğitim Bakanlığı, ÇEDES projesiyle okullarda imamların derslere katılmasına kapı açtıktan sonra, şimdi de okul öncesi eğitim kurumlarında mescitlerin zorunlu hale gelmesine dair yeni bir adım attı. Bakanlık, yayınladığı yeni yönetmelikle kayıt parasını resmi bir kılıfa büründürerek “katkı payı” adı altında belirleyecekleri bir komisyonun insafına bıraktı.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın Okulöncesi Eğitim ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde yapılan değişiklik, başlangıçta kapsamlı bir reform beklentisi yaratmışken, skandal nitelikteki detaylarla dikkat çekiyor. Yeni düzenleme, özellikle “mescit” düzenlemesiyle gündeme geldi.
Yeni yönetmeliğe göre, yatılı bölge ortaokullarının pansiyonlarında ibadethane açılmasıyla ilgili düzenleme, “Okul öncesi eğitim ve ilköğretim kurumları ile yatılı bölge ortaokullarının pansiyon kısımlarında ibadet ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla doğal aydınlatmalı uygun mekânda mescit açılır.” şeklinde değiştirildi. Bu değişiklikle anaokulu ve ilköğretim kurumlarında mescit açılması zorunlu hale getirildi.
Bu durum, laik ve bilimsel eğitim ilkelerine vurgu yapan bir eleştiriyi beraberinde getiriyor. Eğitim kurumlarında dini uygulamaların zorunlu hale getirilmesi, eğitim sisteminin laik ve bilimsel temellerinden çok ciddi bir sapmaya işaret ediyor. Milli Eğitim Bakanlığının aldığı kararlar, eğitimde dini unsurların ağırlığını artırarak, bilimsel eğitim ilkelerine ters düşmekte ve sert eleştiriler almakta.