AKP iktidarı 2010’ların başında çatırdayan ve ortalarında açık bir hesaplaşmaya dönüşen Paralel Devlet Yapılanması/Fetullahçı Terör Örgütü adı verilen yapıyla ortaklığını terk ettikten sonra da sayısız kamu kurumunda farklı türdeki cemaatler ve tarikatlarla iş birliğine gitti. Gazeteciler aracılığıyla Milli Eğitim Bakanlığında Nur cemaatinin, Sağlık Bakanlığında Menzil cemaatinin, yüksek yargıda ve Adalet Bakanlığında İskenderpaşa tarikatının, polis ve jandarma içinde yine Menzil cemaatinin, bürokraside ve sermaye sahipliği noktasında Erenköy cemaatinin etkin ve nüfuzlu olduğunu biliyoruz.
İktidar partisi, bakanlıkları aşan ölçüde yüksek bütçeleri Diyanet İşleri Başkanlığına ayırırken bununla da yetinmedi ve cemaat ve tarikatlara açıktan yardıma devam etti. Son olarak, Resmi Gazete’de yayımlanan Ağustos ayı Yatırım Teşvik Belgesinde Seyyid Ahmed Hüsrev Altınbaşak Vakfı’na 11 milyon 755 bin 989 liralık yatırım teşviği verildiği görüldü. Bu teşvik KDV muafiyetini ve yüzde 70 oranında vergi indirimini de kapsıyor.
Peki bu vakıf da neyin nesi? 1977 yılında ölen Seyyid Ahmed Hüsrev Altınbaşak’ın Nur cemaatinin kurucuları arasında yer aldığı ve Altınbaşak’ın cemaat içinde kurucu lider ve ebedi önder Mustafa Kemal Atatürk’e düşmanlığı bilinenler arasında.
Şimdiye dek tarikat ve cemaat ağları ve bu gruplara yapılan yardımlar yoluyla iktidarını perçinlediğini düşünen iktidar partisinin daha önce 15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminin taşlarını döşediğini anımsatıyoruz. Öyle görünüyor ki bu talihsiz olaydan ders çıkarmamış AKP, bundan sonra da gerek seçim yatırımları gerek seçmen tabanını sağlamlaştırmak için kesenin ağzını yasalarca kuruluşları ve faaliyetleri yasaklanmış tarikat ve cemaatlere açmaya devam edecek.