Yaklaşık yüz doksan öğrencisi bulunan okul, daha önceki yıllarda bina güçlendirmesi gibi gerçeklerle altı yıl boyunca dört kez taşınmıştı. 2019’da mevcut binalarına taşınan lise, bu kez de bina kapasitesinin öğrenci sayısının üzerinde olması gerekçe gösterilerek taşınacak.
Velilerse bu durumdan mağdur. Okulun sürekli taşınması kararına karşı çıkmak için imza toplayarak topladıkları imzaları Küçükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne teslim eden veliler, konu hakkında bir de basın açıklaması yaptı. Velilerin yaptığı açıklama şöyle: “Bir tarafta cenaze merasimi yapılırken aynı avlunun içerisinde diğer binanın içerisinde müzik dersi nasıl işlenebilir? Okulumuz güzel sanatlar lisesidir ve dersler enstrümanlar eşliğinde işlenmektedir. Ayrıca bir tarafta müzik sesi, bir tarafta ezan sesi hiç uygun değildir. Sınırlı kontenjan ve özel yetenekle bu okulları kazanan öğrencilerimizin eğitim hakları bu şekilde zedelenmemelidir. Öğrencilerimizin nitelikli, bilimsel, sanatsal eğitim alabilmeleri için okulumuza dokunmayın.”
Eğitimi dindar nesil yetiştirme projesi olarak kullanan iktidardaki gerici koalisyon birçok kez hem laikliği hem de eğitimin bilimsel niteliğini ezip geçmişti. Bu sefer yaşanansa, bir güzel sanatlar lisesinin bir ibadethane kompleksine taşınması, yasalarca tarif edilen eğitimin niteliklerine düpedüz aykırıdır ve kabul edilemez bir dayatmadır. Belirli bir dünya görüşünü ve inanç biçimini genç yurttaşlara dayatarak yahut onları bunlara maruz bırakarak benimsetmeye çalışan iktidar, bu zorba siyasalarını acilen terk etmelidir.
İnanç ile dünya görüşünün tüm yaşam boyunca biçimlendiği dikkate alınırsa belli bilişsel yetkinliklerle, siyasal okuryazarlıkla donanmamış, sorgulama reflekslerinin kullanılması (yeterli düzeyde) teşvik edilmemiş olan dolayısıyla etkiye açık genç yurttaşların bu tip bir zorbalıkla arzu edilen yaklaşımları içselleştirmesini sağlamak demokratik, laik bir hukuk devletinin izleyeceği siyasalar değildir. Eğitim laik ve bilimsel olmak zorundadır. Öğrenciler ise, onlara tüm anlayış, inanç ve dünya görüşleri tarafsız bir biçimde aktarıldıktan sonra, kendi yaşamlarında benimseyecekleri değerlere özgürce karar vermelidir. Çağımızla bağdaşan budur.