Necmettin Erbakan Üniversitesinden bir öğretim üyesi olan Prof. Dr. Hüsnü Çaksen’e ait bir dergi makalesi, sosyal medyada geniş bir tartışma yarattı. Makalenin içeriğinde, Çaksen’in MS hastalığı ile ilgili olarak “MS hastalığının sebebinin Allah’tan gelen ceza ya da sınav olduğuna inanıyoruz” ifadesini kullandığı görülüyor.
AA’nın açıklaması ise şöyle oldu: “Sosyal medyada iddialara konu olan kesitin ‘sonuç’ bölümünde yer verilen hasta ifadelerine atıfta bulunduğu, akademik çalışmanın bütünlüğünden kopartıldığı ve manipüle edildiği tespit edildi. Çaksen, söz konusu hastalığın doğaüstü nedenlerle ortaya çıktığı yönündeki inanışların, bilimsel olarak kanıtlanamayacağını ifade ettikten sonra, cümlede ‘biz’ kelimesini kullanarak bazı bireylerin inanışlarının bu yönde olduğunu belirtmiştir. Doktorların, hastaların bu konudaki inanışlarının üzerine eğilmesi tavsiyesinde bulunmuş, hastaların ise bu düşüncelerini doktorlarıyla konuşması gerektiğini ifade etmiştir. Ancak sosyal medyada dolaşıma sokulan cümle paragrafın bütünlüğünden ayrıştırılarak gündeme getirilmiştir.”
Gerçek ya da değil, bizler bilimsel araştırma yöntemiyle arkaik inançların dogmaları arasındaki farkları sizler için derlemeyi gerekli gördük. Bilimsel araştırma, düşünce ve bilgi edinme süreçlerini yönlendiren belirli prensiplere dayanmaktadır. Bu prensipler, bilim dünyasında güvenilir ve geçerli bilgilerin elde edilmesini amaçlamaktadır. İşte bilimsel sorgulama ilkeleri ve dini düşünce ile bilimsel bilgi edinme yöntemleri arasındaki farklar:
- Bilimsel yöntem, gözlem yapmaya ve gerçek dünyadaki olayları incelemeye dayanır. Bilim, gözlemlere dayalı verilere önem verir ve bu veriler üzerinden genellemeler yaparak teoriler geliştirir. Diğer yandan dini düşünce, genellikle inanç temellidir ve genellikle gözleme dayanmaz.
- Bilim, olguları açıklamak ve anlamak için teorik ve mantıksal bir çerçeve kullanır. Bilim adamları, elde ettikleri verileri bu çerçeve içinde değerlendirir ve açıklarlar. Dini düşünce ise genellikle inançlar ve kutsal metinler tarafından belirlenen bir çerçeve içinde hareket eder.
- Bilimsel araştırma, deneyleri kullanarak hipotezleri test etmeyi ve sonuçların tekrarlanabilir olmasını sağlamayı amaçlar. Bilim, bağımsız gözlemciler tarafından tekrarlanabilen deneylerle desteklenmeyen iddiaları sorgular. Dini düşünce genellikle deney ve tekrarlanabilirlik kavramlarına dayanmaz.
- Bilim, eleştirel düşünceyi teşvik eder ve mevcut teorilere yönelik sürekli sorgulama ve eleştiri ile bilgiyi geliştirmeyi amaçlar. Dini düşünce genellikle dogmatik bir yapıya sahip olabilir ve eleştiriye daha az açık olabilir.
- Bilimsel bilgi evrenseldir, yani bağlamdan bağımsız olarak geçerli olmalıdır. Dini düşünce genellikle kültürel ve dinsel bağlamda değişkenlik gösterebilir.
Bu ilkeler, bilimsel sorgulamanın temelini oluşturur ve bilim dünyasının güvenilir bilgiler üretmesine olanak tanır. Bununla birlikte, dini düşünce ve bilimsel sorgulama arasındaki farklar, insanların bilgiye nasıl ulaştıkları ve anladıkları konusundaki temel felsefi farklılıkları yansıtarak, her iki alanın birbirinden ayrı olduğunu gösterir.