Toplumda dini ve dindar grupların eğitim alanında nasıl manipülasyonlar yapıldığı gözler önüne serildi. Milli Eğitim Bakanlığı’nın, öğrencilerin zihinlerini etkilemek ve yönlendirmek için cemaat ve tarikatlarla işbirliği yapması tamamen kabul edilemez bir durum. Eğitim kurumlarının, öğrencilere bilimsel ve tarafsız bir perspektif sunması gerekirken, bu tür dini grupların ideolojik ajandalarına hizmet etmesi son derece endişe verici.
Özellikle TÜGVA’nın “Vakıf Okulu” adı altında öğrencileri tesettüre sokma girişimi, bireylerin kişisel tercihlerini ve özgürlüklerini çiğnemektedir. Bir okulun, öğrencileri dini inançları doğrultusunda şekillendirmeye çalışması, laik bir toplumda yaşayan herkes için kabul edilemez. Eğitim kurumları, çocuklara bilgi ve beceriler sunmalı ve onları özgür düşünmeye teşvik etmelidir, dini kuralları dayatmamalıdır
Ayrıca, camiye götürülme ve namaz kıldırılma gibi uygulamalar, dinin bireysel bir tercih olduğu gerçeğini göz ardı ederek, çocukları dini normlar altında manipüle etmektedir. Eğitim kurumlarının, öğrencilere farklı düşünce ve inançları araştırma özgürlüğü tanıması gerekirken, bu tür etkinliklerle tek tipleştirme ve dini baskı uygulamaları kaldırılmalıdır.
Sonuç olarak, bu tür uygulamaların bir an önce son bulması ve eğitim kurumlarının tarafsızlık ve çeşitlilik ilkelerine daha sıkı bir şekilde bağlı kalması gerekmektedir. Dinî grupların öğrencilere yönelik baskıcı ve manipülatif girişimlerine karşı çıkmalı ve çocukların özgür düşünme ve karar verme yetilerini desteklemeliyiz.
Kaynak