Demokrat Parti İzmir Milletvekili Mehmet Salih Uzun, TBMM kürsüsünden bir konuşma yapmış. Okumayan, izlemeyen, bir o kadar da fırsat bulduğunda birkaç cümleyle muhalefet yapmanın yolunu arayan sıradan bir milletvekili… ‘Sıradan’ diyoruz, çünkü bu ve benzerlerini sadece din istismarı yapan siyasal İslamcı partilerde değil, pek çok partide görüyoruz. Önce ne demiş ona bakalım: “Öyle bir güruh var ki Türkiye’de, onlar konuştukça gençlerimiz dinden soğuyor. Tasavvuftaki anlamından çok uzakta, dinimizin temel ilkeleri ile taban tabana zıt tarikat yapıları ortalıkta cirit atıyor. ‘Ancak sana kulluk ederiz ve ancak senden yardım isteriz’ diye temel bir düsturu olan ve bu düsturun beş vakit namazda günde toplam kırk kere tekrar edilmesini isteyen bir dinde müritlerinden koşulsuz itaat bekleyen sözüm ona tarikat şeyhlerinin yeri olabilir mi? Ama varlar. Hem de çoklar. Hem de çoğalıyorlar. Hem de çok konuşuyorlar. Onlar konuştukça gençlerimiz dinden soğuyorlar. Onlar konuştukça çocuklarımız dinden uzaklaşıyorlar. Deist oluyorlar, ateist oluyorlar. Bakın değerli milletvekilleri, dikkatinizi çekti mi? Türkiye’de Ateizm Derneği var ama son yıllarda bu Ateizm Derneği’nin herhangi bir faaliyetini gördünüz mü? İşittiniz mi? Ben işitmedim.
Çünkü onlara ihtiyaç yok ki. Türkiye’de Ateizm Derneği’nin faaliyet göstermesine ihtiyaç yok ki. Neden olsun? ‘Annenizin diz kapağına fazla bakmayın, hallenirsiniz’ diye vaaz veren şeyhler varken, Türkiye’de Ateizm Derneği’ne ne ihtiyaç var? Sadece onlar değil ki. Resmi din görevlileri var. Cami kürsüsünden, sürekli sıcak siyasetin içine girip siyasetçilere ayar veren, bu yüzden de toplumun en az yarısının nefretini kazanan, sosyal medya fenomeni olma heveslisi din görevlileri varken, Türkiye’de Ateizm Derneği’ne ne ihtiyaç var?”
Bu konuşma, Madımak Katliamının yıldönümünden, 2 Temmuz’dan birkaç gün önce yapılıyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin yakın tarihinin en aşağılık katliamlarından birinin, ateist ve alevi 33 aydının yakılarak öldürüldüğü o katliamın!.. Başka hiçbir gerekçe olmasa bile, sadece bu katliam bile, Ateizm Derneği’nin bu ülkede on yıldır can güvenliğinden hukuki dayanışmaya, ifade özgürlüğünü savunmaktan eşit yurttaş haklarına sahip olmaya onlarca alanda faaliyet göstermesini zorunlu kılmaz mı?
Bu yüzeysel ve popülist açıklamalara alışığız aslında, biz bu ve benzerlerini laikliğin savunucusu olduğunu iddia eden Cumhuriyet Halk Partisi’nde bile görmüştük! CHP Parti Meclisi üyesi Ali Mahir Başarır’dan da ‘din elden gidiyor’ benzeri lafları duymuştuk. İktidarı ve Diyanet İşleri Başkanlığı’nı eleştirirken Ateizm Derneği’ni de bilerek ya da bilmeyerek hedef gösteren bu cehaleti ve ikiyüzlülüğü çok yakından tanıyoruz.
Ateizm Derneği hak temelli mücadele veren, Türkiye’de ateistlere yönelik saldırılara karşı örgütlü dayanışmayı yükseltmek amacıyla kurulmuş bir dernektir. Kuruluşundan bugüne kimliklerden din hanesinin silinmesi, zorunlu din dersi uygulamasına karşı faaliyet gösteren, ifade özgürlüğünün savunulmasına amaçlı hukuki mücadele veren, yaklaşık 350 üyesi bir o kadar da gönüllüsü olan bir sivil toplum örgütüdür. Avrasya’nın ilk ve tek inançsızlar derneğidir. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa Birliğince resmen tanınan bir sivil toplum örgütüdür. Başta 216. madde olmak üzere, hukuk devletine aykırı yasal uygulamalar yüzünden pek çok üyesi yargılanmış, zor koşullarda faaliyetlerini sürdüren bir dernektir.
Binde birin bile altında oy alarak sadece siyasi hesaplar sayesinde meclise girebilmiş bu milletvekili belli ki gündemi pek takip etmiyor. Diamond Tema davasını bir yerden duyup fırsat bu fırsat bilgisiz ve ilgisiz bir konuşma yapıyor. İfade özgürlüğü, hukuk devletinin gerekleri ve laikliğin savunusu amacıyla her türlü desteğe hazır olduğumuz, kendisini ‘agnostik’ olarak tanımlayan Diamond Tema ile Ateizm Derneği’nin mücadele biçimleri birbirinden çok farklıdır. Tema bir sosyal medya fenomeni, Ateizm Derneği ise ulusal ölçekte hümanizmi savunan bir sivil toplum kuruluşudur. Birinci kafa karışıklığı budur Demokrat Parti milletvekilinin… Ama daha önemlisi din tacirleri ve Diyanet İşleri Bakanlığı ile bizi aynı kefeye koyma terbiyesizliğine kalkışmış olmasıdır. Tipik cahil cesaretinin ete kemiğe bürünmüş halidir bu kişi! Derneğin sitesine göz atma zahmetine girse görecektir ki, Ateizm Derneği bir dinsizliği yayma derneği değil, inançsızların haklarını savunma amacıyla kurulmuş bir dernektir. O sebeple de dün, bugün ve yarın Ateizm Derneği’ne ihtiyaç vardır, hem Türkiye’de hem de Avrasya’da… Hem din tacirlerine, hem böyle cahil ve eyyamcı siyasilere hem de hukuksuzluklara karşı laiklik ilkesini net bir biçimde savunan her oluşuma ihtiyaç olduğu gibi…
İzmir milletvekiline kürsüde muhalefet yapmadan önce biraz inceleme yapmasını, birazcık okur-yazar olmasını ve eyyamcılıktan uzak durmasını tavsiye ederiz. Tıpkı benzer konuşmaları yapan diğer milletvekillerine tavsiye ettiğimiz gibi! Siz siz olun da, önce anayasanın temel maddelerini savunmayı öğrenin.
Haberin kaynağı