İnsanlık tarihini öğrenilmiş ezberlerden kurtarmak için…
Tüm bilimsel ilerlemelere karşın, insanlık tarihinin uzak geçmişi hakkında ne kadar bilgiye sahibiz? Bu bilgilerin ne kadarı mutlak doğru… Emin olun, uzay ve atomaltı evren hakkında bildiklerimizden çok daha azı! Mesela atalarımız bir zamanlar ‘özgür masumlar’ mıydı, yoksa ‘vahşi savaşçılar’ mı? İlla ki de toplumsal yaşama ‘anaerkil’ bir düzende mi adım attık? Ya da tarıma geçiş süreciyle mi hiyerarşi ve tahakkümün pençesine düştük? Bu son soruyu şöyle de sorabiliriz: Tarımsal üretime geçmeden önce din ve devletin ilkel biçimleri ortaya çıkamaz mıydı? David Graeber ve David Wengrow’un ortak çalışmasının ürünü ‘Her Şeyin Şafağı-İnsanlığın Yeni Tarihi’ bu sorulara yanıtlar arayan, en son bilimsel verilerden yola çıkarak yerleşik kavramları sorgulayan bir kitap. Homo sapiens sapiens’in tarihine yeni bir bakışla karşılaşıyorsunuz kitapta. En son sosyolojik. antropolojik ve arkeolojik bulgularla siyaset felsefesinin harmanladığı entelektüel bir yolculuğa çıkıyorsunuz kitabı okurken… Okudukça, insanlık tarihine yönelik yerleşik anlayışımızı sarsan, sorgulayan bir serüvenin içine giriyorsunuz. Salt geçmişe yönelik bir kitap değil ‘Her Şeyin Şafağı’ bu iç tartışmanın sonucunda yeni özgürlük biçimlerine, toplumsal örgütlenmenin yeni yöntemlerine kafa yormanız için okura yeni bir zihinsel yol açan bir çalışma da…
Son yıllarda astrofizikten antropolojiye, dinler tarihinden evrimsel biyolojiye, nörolojiden jeomorfolojiye, genetikten yapay zekaya onlarca bilimsel kitap yayımlanıyor. Bunların bir bölümü de Türkçe’ye çevriliyor. Çevirilerin sayısı hiç de az değil. Sorgulayan, yanlışlayan, yeniden kurgulayan ve yepyeni ufuklar açan kitaplar her biri… İşte bunlardan biri de interdisipliner bir çalışmanın sonucu olan ‘Her Şeyin Şafağı’.
Kitap Epsilon Yayınları tarafından çevrilip yayımlandı. Hemen her kitapevinde bulmanız mümkün. 847 sayfa olması gözünü korkutmasın, akıcı ve eğlenceli bir üslupla yazılmış.